Otistik Spektrum Hastalıklarında Bütüncül Yaklaşım

Otizm iletişim ve sosyal etkileşim sorunları, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlarla ortaya çıkan bir rahatsızlık olup ömür boyu devam edebilen bir gelişim bozukluğudur. Yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkar. Bilim insanları nedenini henüz tam olarak tespit edemese de temelinde genetik bir rahatsızlık olduğu görüşü kuvvetlidir.

Otizm aynı şiddette seyreden bir rahatsızlık olmayıp kişiden kişiye farklı şekilde etki eder. 

Otizmi aynı zamanda zeka geriliği olarak görenlere inat otizmli olup olağanüstü yetenekleri ile tarihte adından söz ettiren birçok insan bulunur. Einstein, Mozart ve Tesla sadece bunlardan birkaçıdır. Hatta Amerikalı hayvan bilimi uzmanı ve otizmli Temple Grandin’in konu ile ilgili son derece etkileyici sözleri vardır: “Otizm olmasaydı, insanlar bugün hala mağaralarda ateş etrafında oturuyor olurdu. Otizm olmasa ne Silikon Vadisi kalır, ne de enerji sorununa çözüm bulunabilir” diyen Grandin, dünyanın en etkili 100 kişisi içinde kahramanlar kategorisinde yer alan bir otisttir.

Annesinin son derece bilinçli bir kadın olması nedeni ile çok şanslı olan Grandin zor bir çocukluk dönemi geçirmesine rağmen akademik yeteneğini destekleyen fen öğretmeni sayesinde hayatına yön vermiştir. Silikon Vadisinde bulunan birçok mühendisin otizmli olduğunu söyleyen bilim kadını Grandin, otizmli birçok bireyin grafik tasarımı, bilgisayar, fotoğrafçılık, yazılım mühendisliği, endüstriyel tasarım, matematik ve bilgisayar programcılığında çok başarılı olduklarını söyler.

İstatiksel Bilgiler

Amerikan Sağlık Bakanlığı tüm dünyayı kapsayan bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada tüm dünya genelinde 59 çocuktan biri otistiktir. Erkek çocuklarda görülme olasılığı kız çocuklarına göre 3-4 kat daha fazladır. Türkiye’de tahminen 550 bin civarında otizmli birey yaşamaktadır. 

Otizm Belirtileri

Sosyal etkileşim, iletişim ve yinelenen davranışlar konuları adı altında görülen belli otizm belirtileri vardır. Bu üç farklı alanda gözlemlenen belirtilerin hepsine her otistik bireyde rastlanır diye bir kural yoktur. Göz kontağı hiç kurmamak veya kısa süreli kurmak otizm belirtilerinin başında sayılabilir. Jest ve mimik kullanımları da oldukça kısıtlıdır. Ayrıca sosyal etkileşim sorunu olan bireyler, karşılarında bir kişi varken onunla olan mesafesini ve ses tonlarını ayarlamakta güçlük çekerler.

Otizmli kişi kendi yaşıtlarının gösterdiği gelişimi gösteremez ve kendi yaşıtlarındaki kişilerle ilişki kurmakta zorlanır. Belli kişilerle ve belli ilgi noktalarına dayalı ilişkiler geliştirebilirler. Grup aktivitelerinde ise oldukça zorlanırlar. Genelde yalnızlığı tercih ederler ve başkalarıyla yapılan aktivitelerden sınırlı oranda zevk alırlar. Kolay kolay şaşırma ifadesinde bulunmazlar ve sözel övgülere karşılık vermezler. Başkaları onlara karşı ilgi gösterdiğinde karşılık vermezler ve ona seslenildiğinde farkında değilmiş gibi davranırlar. Ortamda bir değişiklik olduğunda bu duruma karşı ilgisiz kalırlar. Karşılarında biri ağladığında, kızdığında veya sevindiğinde bunu anlayıp ayırt edemezler. Başka bir ifadeyle empati kurmakta zorlanırlar. 

Otizm belirtileri, otizmli çocukların dil gelişimlerinin daha geç olması sebebiyle konuşma zorluğunu da içerir. Bazı çocuklar iki yaşını geçmelerine rağmen tek bir sözcük bile söylemeyebilir. Üç yaşından büyük oldukları halde iki kelimelik basit cümleler dışında cümle kuramıyor olabilirler. İletişim sıkıntıları arasında karşılıklı konuşmada zorluk yaşama sorununu da katabiliriz.

Otistik bireyler bilhassa konuşmayı başlatma, sürdürme ve sonlandırma da büyük sıkıntı yaşarlar. Kendi seçtikleri konu dışında başka konularda konuşmaktan hoşlanmazlar. Bir başkasının onlara söylediklerini yineleyerek sürekli tekrar edebilirler. Televizyondan duyduklarını veya okudukları cümleleri alakasız bir anda tekrarlayarak sürekli olarak dile getirebilirler. Herhangi bir anlam ifade etmeyen ve kendi uydurdukları kelimeleri kullanarak iletişim kurmaya çalışabilirler.

Tekrarlayan hareketler

Oynadıkları oyunlarda hayal güçlerini kullanmaları gerektiğinde sıkıntı yaşarlar. Ellerinde bulunan oyuncakları ise diğer çocuklardan farklı olacak şekilde kullanarak oynarlar. Bazı konulara karşı çok ilgiliyken bazı konulara karşı hiç ilgileri bulunmaz. Tepki bile göstermezler. Sürekli aynı şeyi yapmak isteyebilirler. İlgi duydukları konularda her an onu yapmak isteyebilirler. Bazı davranışları sıralayarak her seferinde aynı şekilde yapmak isteyebilirler. İstedikleri şekilde yapılmadığında sinirlenebilirler. Sıra dışı el hareketleri yaparak hareketli nesnelere aşırı ilgi göstermek de otizm belirtileri arasındadır.

Bu davranışların tek bir tanesinin görülmesi yeterli değildir. Sosyal etkileşim sorunlarından en az iki, bunun yanında diğer kategorilerden de en az bir tanesinin belirti olarak görülmesi gerekir. Otizm belirtileri olsa bile çocuğunuz otizmli olmayabilir. Görülen otizm belirtilerine göre çocuktaki bu türlerden hangisinin olduğu tespit edilip gerekli özel eğitime veya terapiye başlamak istenebilir. 

Otizm hangi yaşta başlar?

Dikkatle çocuklarını izleyen ebeveynlerin anlatılarına göre, otistik davranış bozukluğu gösteren çocuklar çok erken gelişim evresinde tespit edilebilinir. Anne babaların ifadeleri genelde şu tarzdadır: 

  • Çocuk hekimi daha önce her şeyin normal olduğunu söyledi. Birden bire çocuk göz kontağı kurmaz oldu
  • İletişim kurmada bir sorun yokken, birden bire çocuk hiç ses çıkarmaz oldu
  • 1,5 yaşına kadar hiç bir sorun yoktu. Diğer çocuklarımıza benzer bir gelişim takip ettik. Birdenbire oyuncaklara ve aileye olan ilgisi söndü ve en sevdiği oyuncak bile ilgisini çekmiyor artık.

Bu liste esasen uzayıp gidebilir ve ifade edilenlerin müşterek özelliği normal bir gelişim kaydederken birdenbire çocuğun davranışlarının değişimidir. Bu süreç genelde 1,5-3 yaş arasında kendini gösterir

Otizm Nedenleri

Tartışılan tetikleyici faktörler arasında en sık rastlanan bunlardır: 

  • Beyindeki bazı bölgelere anormal düşük kan akımı ve buna bağlı oksijen eksikliği (hipoksi)
  • Yüksek ateş
  • Toksik maddeler
  • Beyin hasarı (doğumda oluşan?)
  • Enfeksiyonlar ( Virüs, Borrelia…) 
  • Aşılara karşı reaksiyonlar
  • Doğum öncesi, anı ve sonrasında oksijensiz kalma

Otistik Davranış Bozukluğuna benzeyen başka klinik tablo mevcut mu?

Uzun yıllar Otizmli çocukları tedaviye almış Dr. Dietrich Klinghardt’ın sunumlarında cıva zehirlenmesi ve otistik davranış bozukluğunu karşılaştıran bir tablo dikkati çekmektedir. Bu tabloya göre her iki tanıdaki belirtilerin %99 örtüşmesi bir rastlantı olamayacağını düşündürmektedir : 

Civa Zehirlenmesi ve Otizm

Otizmi tetikleyen en önemli faktörler hangileridir?

Kendi hasta portföyümüzden gelişen deneyimlerimize göre ve Dr. Klinghardt’ın seminerlerinde aktardığı bilgileri temel alacak olursak, otizmi en çok tetikleyen iki faktör mevcuttur. Birincisi beyin hücrelerini hedef alan kronik Borrelia enfeksiyonudur. Borrelia eski bilgilere göre kene ısırmasıyla bulaşan bir enfeksiyon olarak bilinmekteydi. Ancak 6-7 yıldır Borrelia’nın diaplasentar, yani plasenta yoluyla anneden çocuğa da geçebilmekte olduğu bilinmektedir. 

İkinci önemli faktör ise ağır metallerin nörotoksik (sinir sisteminde zehirleyici) etkisidir. Ağır metal kaynağı, anneden çocuğa geçen bir rezervuardan (örn. annenin civa içeren diş dolguları) olabileceği gibi, aşıların içinde katkı maddesi olarak bilinen alüminyum ve cıva olabilmektedir. Bu konuda akla gelen soru şudur: Çocukların çoğu aşılanıyor ama hepsi otistik olmuyor.

Otistik gelişim gösteren çocuklardaki fark nedir? Yapılan araştırmalarda, otistik gelişim gösteren çocukların bazı genetik defektlere sahip oldukları görülmüştür. Bu metabolik eksiklikler genelde ağır metallerin vücuttan atılımı ile ilgili olan enzimler ile ilgilidir. Örneğin karaciğer metabolizmasını ele alacak olursak, ağır metal atılımı için gerekli olan enzimatik yollar kapalı ise, ağır metaller kan dolaşımından dışarıya alınamamakta ve yağ dokusunda (örneğin beyinde) depolanmaktadır. Bundan ötürü otistik davranış bozuklukları ağır metal (bilhassa civa) zehirlenmesine çok benzemektedir.  

Aşı olmamak otizmden korur mu? 

Aşı toplum sağlığı için önemli bir uygulamadır. Ancak çocuğu aşılamadan önce titreşim tıbbı metotları ile aşının uyumunu test edebiliriz. Aşının yan etkilerini gidermek için frekanslar ile destek verebiliriz.  Gerekirse titreşimsel uyumlama ve aşılanma ardından ağır metallerin atılımı için terapiler düşünebiliriz. Bu şekilde aşılamadan önce genetik özelliklerinden ötürü ağır metalleri bedenlerinden atamayan çocukları tespit etmek ve destek vermek mümkün olacaktır. Otizm oluşmadan önleyici bu girişimlerin toplum sağlığı açısından önemli bir koruyucu hekimlik girişimi olduğunu düşünmekteyiz. 

Ağır metal yükünü düşük bir seviyede tutmak için karma aşıdan ziyade tekli aşıların uygulanması ve aşılanma yaşının en erken 2 yaşa alınması tartışılmalıdır. Bağışıklık sistemi ancak iki yaş civarında yeterince güçlü olacağından ve aşı yan etkilerinin iki yaşından sonra daha nadir görüldüğünden ötürü mevcut olan aşı cetvelinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. 

Sosyal açıdan değerlendirme? Özel eğitim? 

Otizmli bireylere kapsamlı bir şekilde eğitim verebilecek kapasiteye sahip eğitim alanı henüz yeterli sayıda oluşturulmamıştır. Aslında bu yüzden çoğu otizmli çocuk sahibi aile mağdur durumdadır. Üniversitelerde yeterli sayıda program ve öğretim üyesinin olmaması da otizmli bireylerin eğitiminin eksik kalmasına sebep olan bir etkendir. Otizmli bireylerin ve ailelerin ne gibi ihtiyaçlarının olduğu ve bunların nasıl karşılanabileceğine dair projelerin hayata geçirilmesi hususunda bakanlık tarafından Otizm Eylem Planı oluşturulmuştur. Birçok noktada toplumumuzun otizm konusunda bilinçlenmesi yetersiz kalmaktadır ve otizmli çocukları olan ailelerin sıkıntıları ne yazık ki devam etmektedir. 

Özel eğitim merkezlerinin yeterliliği de tartışılır bir durumdur. Konuyla ilgili uzman eğitmenlerin sayısal yetersizlikleri, ailelerin çokça yakındıkları durumlardır. 

Titreşim Tıbbı Otizmde faydalı mıdır?

Uygulamalarda yaş sınırı olmayan titreşim tıbbı, birçok hastalıkta terapötik bir girişim olarak tamamlayıcı tıp alanında 40 yıldır kabul gören bir yöntemdir. Otistik davranış bozukluğu terapilerine ne kadar erken yaşta başlanırsa o kadar iyidir. Sinir hücrelerinin hasarı ilerlemeden gelişimsel geriliği gidermek mümkün olabilmektedir. Zararın neresinden dönülürse kardır düşüncesiyle, geri kazanılmış becerilerin azı veya çoğundan ziyade her türlü iyi gelişme aileleri rahatlatacaktır. 

Titreşim Tıbbı ile hangi terapiler Otizmde mümkündür? 

Otizmin derecesine ve kişinin yaşına göre terapi planları titreşim tıbbı uygulayan doktorlar tarafından düzenlenir. Terapiler genelde haftada bir kez ve bir saatlik sürede gerçekleşir. Terapi planları aşağıdaki girişimleri içerir:

  1. Toksin atımı desteği
  2. Sindirim sistemindeki inflamasyonu gidermek 
  3. Besin intoleranslarını gidermek/ besinleri frekans bazında uyumlamak
  4. Kronik enfeksiyonları frekans bazında gidermek
  5. İhtiyaç duyulan gıda takviyelerini özel test teknikleri ile tespit etmek ve önermek
  6. Hücre rejenerasyonu frekansları ile sinir hücrelerinin yenilenmesini desteklemek
  7. Bağışıklık Sistemini güçlendirmek
  8. Genetik özellikleri olan bu çocukları ileri süreçlerde koruyucu amaçlı aylık/ 3 aylık veya 6 aylık periyotlarda frekanslar ile destekleyip, özellikle ağır metal birikimini uzun vadede engellemek 

Özet: 

 

  • Yaygın gelişimsel bozukluklar arasında en bilineni otizmdir.
  • Her çocuk farklı olduğundan, hastalığın belirtileri, bu belirtileri oluşturan nedenler ve hastalığın izlediği yol farklı olabilmektedir.
  • Olguların büyük çoğunluğunda ağır metallerden zehirlenme söz konusudur.
  • Kişilerin %85’inde sindirim sistemindeki emilim bozukluğuna bağlı beslenme yetersizlikleri görülmektedir.
  • Bütüncül yaklaşımda otizm tablosunu olumlu yönde etkilemek mümkündür. Ne kadar erken yaşta başlanırsa başarı oranı o kadar yüksektir.
  • Bütüncül yaklaşımdaki terapi aşamalarının hedefleri: Sindirim sistemindeki inflamasyonu gidermek, ihtiyaç duyulan gıda takviyelerini tamamlamak ve otizmi tetikleyen faktörleri bulup sistematik bir yaklaşımla kişiye destek vermektir.
  • Sık olarak bağışıklık sistemi zayıftır. Titreşim tıbbı ile desteklenebilir.
  • Zihinsel ve ruhsal gelişim kişiye özel sosyo- kültürel çalışmalar ile desteklenebilir.

 

Kaynaklar:

  • Klinghardt,D.,  Allergien, Autismus, Verhaltens- und Lernstörungen, İNK, İnstitut für Neurobiologie , Seminarskript 2017, www.ink.ag
  • Hirte, M.,  İmpfen pro und contra, Knauer Verlag, 2012 
  • ODFED / Türkiye’de Otizm: http://www.odfed.org/otizm/
  • Otizm Güncesi / Dünyada ve Türkiye’de Otizm Yaygınlığı: https://otizmguncesi.wordpress.com/category/otizm/dunyada-ve-turkiyede-otizm-yayginligi/
  • Algı Özel Eğitim Merkezi /  Otizm Nedir, Otizm Tanısı Nasıl Konur, Otizmin Belirtileri Nelerdir?: http://www.algiozelegitim.com.tr/otizm-nedir-otizm-tanisi-nasil-konur-otizmin-belirtileri-nelerdir/
  • Acıbadem Hayat / Otizm nedir, belirtileri nelerdir?: http://www.acibadem.com.tr/Hayat/Bilgi/otizm-nedir-belirtileri-nelerdir
  • https://otizm-autism.tr.gg/E%26%23351%3Blik-Eden-Problemler.htm
  • sendegilimotizm.com: http://www.sendegilimotizm.com/otizm/otizme-eslik-eden-durumlar.html
  • egitimajansi.com: http://www.egitimajansi.com/dr-bahar-eris/otistik-beynin-olaganustu-yetenekleri-kose-yazisi-39y.html
İlginizi çekebilir: Biyofrekans Sistematiği ile Sigarayı Bırakırken Destek Almak Mümkün mü?
Blog yazılarımızdan anında haberdar olmak için email bültenine aşağıdaki forma email adresinizi girerek ücretsiz abone olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir