“Kendimi çok yorgun ve enerjimi düşük hissediyorum. Sağlığıma kavuşmak için önerilen terapileri kullanmama rağmen şikayetlerim hala devam ediyor.”
Sizce benim sorunum ne olabilir Muhtemelen bu ve benzeri sorunlara pek çok kez tanıklık ettiniz. Günümüzde gerçekleşen gelişmeler pek çok soruna çare olsa da, modern bilgi ve ileri teknoloji ile donanmış terapistler bazen kendilerini sağlık sorunları yerine sadece belirtilerle uğraşırken bulabiliyorlar. Sorunların önlenmesi için farklı yaklaşımları olsa da, dünya ölçeğinde kabul görmeye başlayan görüş kişinin vücudunun kendini
iyileştirme gücüne sahip olduğu görüşüdür.

Enerji alanı düşük olduğunda, engellendiğinde veya bozulduğunda, vücudunuzun fiziksel ve kimyasal durumunun düzgün olarak çalışması sekteye uğrar. Bu nedenle, danışanlarınızdan sıklıkla duyduğunuz en yaygın şikayet, bir şeylerin yanlış gittiğini tanımladıkları ilk his olan halsizlik ve dolayısı ile yorgunluk şikayetidir. İnsan vücudundaki enerji alanı aynı zamanda elektromanyetik bir alandır. Günümüz teknolojisi ile enerji alanından yayılan osilasyon veya frekans denilen titreşimler güvenilir bir şekilde belirlenerek kayıt edilebilmektedir. Frekans terapileri, insan vücudunun sahip olduğu enerji alanını, yaydığı elektromanyetik frekanslar boyutunda incelemeyi ve düzenlemeyi hedefler. 

Araştırmalar neticesinde her tür hücre, doku ve organın elektromanyetik frekans yapılarının birbirinden farklı ve kendine özgü olduğu ortaya konulmuştur. Frekans terapileri sistematiğine göre insan vücudunu oluşturan hücreler arasındaki bilgi alışverişi bu frekanslar üzerinden sağlanır. Paylaşılan bu bilgi tüm biyokimyasal yani maddesel süreçleri yönetmektedir. Kişinin vücut sisteminde; frekans örneğinde saklanan yabancı frekanslar (Alerjenler, virüsler, bakteriler, amalgam, mycosis ve diğer etkenler) kişinin genel frekans spektrumunu bozarlar. Bu sebeple vücudun sağlıklı ve bozulmuş frekans yapıları birbirlerinden farklılık gösterir. Frekans terapileri ile terapi süreçlerinde wellness cihazları ile hedeflenen; bu bilgi alışverişi düzeyine etki ederek, yapısı bozulan frekansların düzenlenip hücreler arasındaki  iletişimin tekrar UYUM içinde olabilmesini sağlamaktır.