Smoothie çağı: Çocuklarımızı nasıl hasta ediyoruz?

Değerli takipçilerimiz, bu hafta sizlerle çocuk sağlığında son senelerde sıkça rastladığımız bir sorunu paylaşmak istiyoruz. 

Halkımızın büyük bir kısmının şekerin ve hazır gıdaların zararları hakkında bilinçlenmesi sonucunda çocuklarımıza daha sağlıklı yiyecek ve içecekler sunma çabası başladı. Anne ve babaların duyduğu endişe ile birlikte, tatlı gıdalara alışık olan çocuklarımıza alternatif tatlar bulma ihtiyacı doğdu hepimizde. Yeni doğan nesillere rafine şekerden uzak, meyve ağırlıklı ‘sağlıklı’ ara öğünler bulunup tarifleri de sosyal medya ortamlarında çokça paylaşıldı. 

Sağlık çalışanları olarak bu gelişimi bir yanda sevinçle, diğer yandan da kaygıyla izliyoruz.

Çünkü, rafine şekerin zararları artık çok iyi bilinirken fazla meyve tüketiminin çocuklar üzerinde getirdiği zarar karanlıkta kalıyor. 

Çocuklarda Karaciğer yağlanması 

Gelişmiş ülkelerin çocuk hastalıkları uzmanları şaşırtıcı bir tabloyla karşılaşıyor: Sağlıklı görünen, kilo problemi dahi olmayan çocukların bir kısmında karaciğer yağlanması saptanıyor! 

Uzmanların uzun süredir kafasını karıştıran bu çelişki sonucunda yapılan araştırmaların cevabı ise herkesi şaşırtıyor.

Çocuklarımıza sağlıklı beslensinler, rafine şeker tüketmesinler ve tatlı ihtiyaçlarını meyve ile gidersinler diye belki de her gün sunduğumuz meyve püreleri, smoothie içecekleri ve meyveli içeceklerin yarattığı bir etki olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü meyvelerin içerdiği fruktoz şekeri çocukların sindirim sistemine fazla miktarda girdiğinde, kan dolaşımı ile ulaştığı ilk organ karaciğerdir. Karaciğerin ise bu fruktoz seliyle baş etmesinin tek yolu fruktoz’u yağa dönüştürüp karaciğerde depolamak olur! 

Bu tamamen doğanın gereği; kıtlık dönemlerinde gıdadan alınan enerjinin tekrar kullanılmak üzere saklanması maksadıyla gelişen akıllıca bir sistemdir aslında. Ancak, kıtlıkta olmadığımız takdirde, her gün çocuklarımızın beslenmesine eklediğimiz fruktoz yüklü gıdalar karaciğerin günden güne daha da yağlanmasına sebep olur. Çocuklarımıza iyilik yaptığımızı düşünürken, onların karaciğerlerine çok ciddi zararlar vermiş oluruz. 

Meyve zararlı mı? 

Smoothie çağı: Çocuklarımızı nasıl hasta ediyoruz?

İnsan vücudu meyveyi yeme ve sindirme özelliklerine sahip bir organizmadır. Yani insanların doğasına uygun dengeli beslenme biçiminde meyve ve sebze tüketimi de vardır elbette. Ancak sindirim sistemimiz meyveleri bir bütün olarak hazmetmeye tasarlanmıştır. Kabuğuyla, hatta (eğer küçükse) çekirdeğiyle birlikte… Ancak meyveden ziyade, sebzenin daha çok önemi vardır.

Meyve içerdiği şekerden dolayı, uzun süreli bir tokluk sağlayamaz ve aksine sadece hızlı bir enerji kaynağı olup, ardından yine karın açlığına sebep olur. Meyve, bütün olarak tüketilirse aslında insanların sınırlı olarak tüketebildiği bir gıdadır. Sağlıklı yeme alışkanlıklara sahip olan kimse, oturup bir kilo elma yiyemez ya da iki kilo kayısı tüketmez. 

Ancak meyveler püre haline getirildiği, sıkıldığı ya da pişirildiği zaman tam da bunu yaparız. Normalinde yiyemeyeceğimiz yüksek miktardaki meyveyi hiç fark etmeden saniyeler içerisinde tüketiriz.

Bir bardak meyve suyu ya da bir smoothie ile aldığınız meyve miktarının farkında mısınız?

Bu miktardaki meyveyi bütün olarak yeseydiniz, ne kadar zamanınızı alacaktı?

Peki ya çocuğunuz, bunca meyveyi bir oturuşta yiyebilir miydi? 

Smoothie ve zararları:

  • Çok kısa bir sürede (bir bardağı ne kadar çabuk içtiğinizi hayal edin) normalde çokça çiğnenmesi gereken bir gıdayı tüketiyorsunuz.
  • İçilen gıdaların miktarının kıyaslanması beyin açısından çok zordur. Yudum yudum içtiğiniz şeyin aslında büyük bir meyve tabağı olduğunun farkına varamazsınız. Peki ya 200 ml mi içtiniz yoksa 300 ml’yi geçti mi acaba? 
  • Bir bardak meyve suyu ya da smoothie için kullanılan meyve miktarı çocukların hatta yetişkinlerin bile bir oturuşta tüketemeyeceği kadar yüksektir. 
  • Meyveler çiğnenmeden ve lifleri fazlasıyla küçültülmüş vaziyette sindirim sistemine alındığında, liflerin pozitif etkisinden yararlanılamaz ve üstelik içerdikleri şeker bu nedenle daha da çabuk emilir.
  • Meyvelerin şekerleri anında bağırsaktan emilip, çocuk doktorlarının deyimiyle karaciğerde ‘tsunami etkisi’ yaratır ve yağ olarak depolanır.
  • Karaciğerdeki depolanan yağlar büyük kıtlıklarda tekrar kullanıma girmek üzere bekletilir.  
  • Sağlıklı karaciğer hücrelerinin yerini yağlanmış bir karaciğer dokusu almış olur. 
  • Karaciğer büyümesi gerçekleşir. 

Aile olarak nasıl beslenmeli?

Çocuklara tatlı şeyler (meyve de dahil) yeme alışkanlığı öğretilmesine gerek yoktur. Tatlı gıdalara, şekerin sunduğu hızlı enerjisinden dolayı, meyilli olmamız doğamızda zaten vardır. Dolayısıyla bununla ilgili bir beslenme alışkanlığı geliştirme hedefimizin olmasına gerek yoktur. Ancak çocukların sebze ağırlıklı bir beslenme alışkanlığı geliştirmeleri için destek olunması gerektiğini göz ardı etmemek önemlidir. 

Meyve öğünleri yerine, en küçük yaşta bile, sebze öğünleri sunulmalıdır. Parmak şeklinde doğranmış sebzeler çok küçük yaşlarda diş kaşımaya yarar, ardından ise yoğurda bandırılıp eğlenceli bir besin kaynağı haline getirilebilir. Taze marulun, salatalığın, havucun, biberin ve domatesin tadına varılması çocukların sağlıklı bir beslenme rutinine geçmesi açısından büyük bir kazançtır.

Mevsiminde, taze sebzeler herkesin tercihi olmalıdır ve sıcak yaz günlerinde soğuk buzdolabından çıkarıldığında çocukların da içini ferahlatır. Başka bir öneri ise şudur: Akşam yemeğine hazırladığınız salatayı ikindi saatlerinde ara öğün olarak servis ettiğiniz takdirde, hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından kısa süre içerisinde severek yenilen bir öğün haline gelecektir. Böylece tüketilen sebzeler, kolayca sindirilip gece saatlerinde sindirim sistemini yormaz. 

Meyve tüketimi ise, her zaman meyvenin tümünün yenileceği şekilde olmalıdır. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi, her gün uygulanan bir beslenme türü olmasından kaçınmakta fayda vardır.

Biyofrekans Sistemleri Eğitim ve Araştırma Şirketi adına

Dr. Lâle Yasemin Lehmann

İlginizi çekebilir: Coronavirüs çocuğum için riskli mi?
Blog yazılarımızdan anında haberdar olmak için email bültenine aşağıdaki forma email adresinizi girerek ücretsiz abone olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir